1 Eylül 2024 Pazar

TUNALI HİLMİ (1871-1928)


Jön Türk ve Türkçülük hareketinin önde gelen isimleri arasında bulunan Tunalı Hilmi Bey 28 Ağustos 1871 tarihinde, bugün Bulgaristan sınırları içinde bulunan Eskicuma'da doğdu. 1877 Osmanlı Rus savaşı başladığında ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. ilk ve orta öğrenimini Anadolu’nun değişik yerlerinde tamamladıktan sonra, Fatih Askeri Rüşdiyesi'ni bitirip Kuleli Askeri Tıbbiye İdadisi’ne kaydoldu. Öğrenimini Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de sürdürdü. Bu okulda, daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşen Mektepliler Cemiyet-i Hafiyesi'ni kurdu.

Üyesi olduğu İttihad-i Osmani Cemiyeti’nin önde gelenleri hakkında 1895 yılında sürgün kararı alınınca, tıbbiyenin son sınıfında olan Tunalı Hilmi de ülkeden kaçarak İsviçre'nin Cenevre kentine yerleşti (1895). Tıp eğitimi yarım kalan Tunalı Hilmi, öğrenimine Cenevre Üniversitesi pedagoji bölümünde devam etti. II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra yurda döndü, başta "İnkılâp" olmak üzere çeşitli yayın organlarında yazıları yayımlandı.

1916'ya değin Karadeniz Ereğlisi, Silivri, Bayburt, Ordu, Beykoz ve Gemlik’te kaymakamlık yaptı.1919 yılında yapılan seçimlerde Bolu mebusu olarak Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na girdi. 1920’de İstanbul'un İtilaf Kuvvetleri tarafından işgal edilip meclis çalışamaz hale gelince Anadolu'ya geçti.

Düzce Ayaklanması'nın bastırılmasında ve Karadeniz Ereğlisi'ni işgal etmek isteyen Fransızlara karşı direnişin örgütlenmesinde görev aldı.

1923'te Türk kadının seçme ve seçilme hakkının tanınmasına destek vermiştir. Öz Türkçe, kadın, köylü, işçi haklarının savunucusu Tunalı Hilmi Bey 21 Nisan 1924 tarihinde İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı ve 26 Temmuz 1928’de İstanbul’da hayatını kaybetti..

1 Ağustos 2024 Perşembe

DR.MEHMET FUAT ONAY (1885-1963)


Dr. Mehmet Fuat Umay, 24 Şubat 1885'te Kırklareli'nde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kırklareli'nde, liseyi Edirne Lisesinde okumuş, 1910 yılında ise Darülfünun Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. İlk görev yeri olan Tırnovacık kazası belediye tabipliği görevine 2 Temmuz 1910 tarihinde başlamıştır. Balkan Savaşı sırasında bölgedeki askerî hastanede görev yapmıştır. Harp sonrası 28 Ağustos 1913'te Kırklareli belediye tabipliğine getirildi. Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu ve Müdâfaa-i Milliye Cemiyetinin kuruluşlarında görev aldı. Daha sonra Bolu hükûmet tabipliğine atandı.

TBMM'de Bolu milletvekili olarak 1920-1923 döneminde Milli Mücadele'ye katıldı. Soyadı Kanunu ile, Türk çocuklarına verdiği hizmetten dolayı, Türk mitolojisinde çocukların koruyucu ruhu "Umay"a atfen, Atatürk tarafından kendisine Umay soyadı verildi.

TBMM tarafından Kırmızı Yeşil İstiklal Madalyası ile onurlandırılan Dr. Mehmet Fuat Umay 1 Temmuz 1963’te İstanbul’da hayatını kaybetti.

3 Temmuz 2024 Çarşamba

DAMAR ARIKOĞLU (1889-1969)

     

Damar Arıkoğlu, 17 Kasım 1889‟da Adana'da doğdu, çiftçilikle uğraşan varlıklı bir ailenin çocuğu olarak özel eğitim gördü ve bunun yanında ailesine çiftlik işlerinde yardımcı oldu. İkinci Meşrutiyet‟in ilanından sonra İttihat ve Terakki'ye üye oldu. 

25 Kasım 1918‟de Adananın Fransızlar tarafından işgali sonucunda Fransızlar ve Ermenilerin  düzenledikleri baskın ve terör olaylarına karşı Kuva-yi Milliye teşkilatına katıldı. 1919 yılında kurulan” Kilikya Müdafaa-i hukuk cemiyetinin yönetiminde bulundu ve bizzat cephede savaştı. 

1 Temmuz 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisine Adana Milletvekilli olarak katıldı. Bu görevi sırasında Adana cephesinde Kuva-yi Milliye ile birlikte çarpışmalara katıldı.1923 teki İzmir İktisat kongresine TBMM iktisat encümeni reisi olarak katıldı. 1920 den 1943 e kadar 7 dönem Adana ve Seyhan Milletvekilliği yapan Damar Arıkoğlu. Kurtuluş Savaşımızdaki hizmetleri nedeniyle TBMM tarafından Kırmızı Yeşil İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı

Atatürk'ün itimadına ve sevgisine nail olan Damar Beyin asıl adı Zamir iken Atatürk tarafından Damar olarak değiştirildi. 8 Nisan 1969 da vefat etti.

1 Haziran 2024 Cumartesi

ARSLAN TOĞUZATA (1886-1963)

Arslan Bey (Toğuzata) 1886’da Maraş’ın Güksun ilçesine bağlı Fındık köyünde dünyaya gelmiştir. İlk ve orta öğrenimini, Elbistan İptidai Mektebi Rüştiyesi’nde tamamlamıştır. Bir müddet Göksun’un köylerindeki iptidai/ilkokul mekteplerinde öğretmenlik görevinde bulunmuş, ardından Halep, Beyrut ve Trablusgarp’ta polislik yapmıştır. 2 Ocak 1911’de Halep Emniyet Müdürlüğü komiser muavinliğine tayin edilmiş; bilahare ser (baş) komiserliğe kadar yükselmiştir. Trablusşam Sancağı’nda ser komiser olarak vazife görürken, Birinci Dünya Savaşı sonlarında bu bölgenin elden çıkması ve akabinde de Osmanlı’nın savaştan yenik çıkarak Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamak mecburiyetinde kalması üzerine memleketi Maraş Livası’na dönmüştür.

Maraş’ta Fransız işgaline karşı Müdafaa-i Hukuk teşkilatını kurarak millî kuvvetlerin komutanlığını üstlenmiştir. Maraş Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı Kayabaşı ve Şekerli heyetlerinin birleşmesi ile merkez heyeti teşkilatını oluşturmuş ve sonra yapılan seçimle heyette Arslan Bey Reisliğe, Refet Hoca II. Başkanlığa, Faik Bey Katipliğe, Hacı Nuri de Veznedarlığa getirilmiştir. Arslan Bey Maraş’ta Türk halkına önderlik yaparak işgal kuvvetlerinin ağır bir yenilgiye uğramasını ve kaçmasını sağlamıştır. Maraş’ın kurtuluşundan sonra Arslan Bey milletvekili seçilmesine rağmen Ankara’ya gitmeyerek, Antep ve İslahiye cephelerinde teftişlerde bulunmuştur. Meclisteki Maraş milletvekillerine askerî konularda bilgi vermiştir. Maraş Heyet-i Merkeziyesi adına Mustafa Kemal’e çekilen telgrafla Arslan Bey’in izinli sayılması istenmiş, bu talebin kabulüyle Adana Cephesinde de görev yapmıştır.

TBMM’nin I. Döneminde Maraş milletvekili seçilen Mehmet Hacıhaliloğlu’nun istifası üzerine boşalan Maraş milletvekilliğine 17 Mayıs 1920’de Arslan Bey seçilerek 4 Haziran 1920’de TBMM’ye katılmıştır. Ancak, Maraş mutasarrıflığı ve Adana Cephesi Komutanlığının gördüğü lüzum üzerine TBMM’nin kararıyla 14 ay izinli sayılarak, tekrar Güney Cephesi’ne gönderilmiştir.  

7 Haziran 1963’te hayatını  kaybeden Arslan bey Arslan Bey, Millî Mücadele’de gösterdiği başarılardan dolayı TBMM tarafından Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

Kaynak:.wikipedia.org

4 Mayıs 2024 Cumartesi

HACI BEDİR FIRAT (1872-1928)


Hacı Bedir FIRAT; 1872 yılında Kâhta’nın Koluk köyünde doğdu, Adıyaman bölgesinde geniş arazi sahibi bir ailenin mensubu Hacı Bedir, Millî Mücadele yıllarında hem bölgesinde hem de Ankara ve çevresinde önemli görevler yaptı. Gaziantep'in savunması ve Urfa'nın kurtuluşunda önemli rolü oldu.

TCBMM de birinci ve ikinci dönem Malatya, üçüncü dönem Kars milletvekilliği yapan Hacı Bedir FIRAT; Kurtuluş savaşına katkıları nedeniyle, TBMM Başkanlığı’nca 16 Şubat 1925 tarihinde Kırmızı-yeşil şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Hacı Bedir FIRAT; 15 Mayıs 1928 tarihinde Tarsus'ta hayatını kaybetti.

Kaynak:https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/

7 Nisan 2024 Pazar

RAGIP YOĞUN (1878-1955)

Ragıp Yoğun 1878 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini babasının memuriyette bulunduğu Mekke İbtidai Mektebi ve Rüştiyesinde tamamladıktan sonra İstanbul’da “Mekteb-i İrfan” ve Menşei Küttab-ı Askeri de okuyarak 1895’te seraskerlik Muhasebat Dairesinde Kâtiplikte devlet hizmetine girdi. 

TBMM’nin I. Dönemi için 4 Mayıs 1920’de yapılan seçimlerde Gaziantep Milletvekili olarak 1 Haziran 1920’de meclise katılan Ragıp Bey, Milli Mücadeledeki takdire şayan ve fedakârca hizmetleri nedeniyle, TBMM’nin 11 Şubat 1925 tarihli birleşiminde aldığı kararla Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Ragıp Bey 4 Ağustos 1955 tarihinde vefat etti.

Kaynak:https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/

MEHMET RİFAT BÖREKÇİ (1860-1941)


Millî Mücadelemizin manevi önderlerinden ve Cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı, Mehmet Rifat BÖREKÇİ 29 Kasım 1860 tarihinde Ankara’da doğdu, ilk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra yüksek öğrenim için İstanbul’a gitti.

İlk memuriyetine Ankara-Fazliye Medresesi’nde öğretim üyesi olarak başlayan Mehmet Rifat Efendi, 10 Ekim 1898’de Ankara İstinaf Mahkemesi azalığına getirildi. 25 Kasım 1908 tarihinde de Ankara Müftüsü oldu. Mehmet Rifat Efendi, 23 Nisan 1920’de toplanan TBMM'ne Menteşe (Muğla) mebusu olarak girdi ancak Müftülük görevini tercih ederek, Milletvekilliğinden istifa etti. İngiliz işbirlikçisi Damat Ferit zamanında Osmanlı Şeyhülislâmı Dürrîzâde’nin Kuvâ-yi Milliye katılanlar aleyhinde verdiği fetvayı reddeden bir fetva verdi. Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan ve yurdun her tarafına dağıtılan bu fetva halkın Millî Mücadele etrafında toplanmasında son derece etkili oldu.

4 Nisan 1924’te de yeni kurulan Diyanet Reisliği’nin ilk Başkanı oldu. Soyadı Kanunuyla Börekçi soyadını alan Mehmet Rifat Efendi, 5 Mart 1941'te vefatına kadar bu görevde kaldı.

Kaynak: Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadelede Din Adamları