15 Mayıs 2009 Cuma

İLK KADIN MİLLETVEKİLİ

Ankara'da yakıcı bir yaz günü idi Atatürk beraberinde arkadaşları ve yaverleri olduğu halde Kızılcahamam'a giderken kazan köyü yakınlarında durmuş ve otomobilinden inmişti. Köyün kadını genci, yaşlısı, ihtiyarı köylerinin içinden geçen, şosede duran bu yabancı konukları görünce hep koşuştular. Kimi su seyirtti, kimi ayran , bunlardan biri, güğümünden aktardığı soğuk ayranı Atatürk’e uzattı:
- Bir soğuk ayran içer misiniz ? Dedi.
Bu çorak iklimin kavurduğu yüzünde bronzlaşmış Türk kadınının en bariz ifadelerini taşıyan, bir Türk anası idi. Böğrüne sıkıştırdığı kundağı biraz daha bastırdıktan sonra, sağ elindeki ayran bardağını uzattı, bekledi. Atatürk, ayranı kana,  kana içmiş ve biran durakladıktan sonra ona :
- Senin kocan kim ? Diye sormuştu
Köylü kadını, Ankara'nın kendine has şivesi ile kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış bir cengaver olduğunu söyledi. Atatürk bir soru daha sordu :
- Ne zaman doğdun?
- 1919'da Atatürk Samsun'a çıktığı zaman doğdum.
Atatürk, bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu ifadesine göre 15 yaşında olması lazım gelirdi. Halbuki karşısındaki kadın 25 yaşlarında görünüyordu tekrar sordu :
- Nasıl olur?
Evet, nasıl olurdu .bu Satı  kadın hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek:
- Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki !
Bu espri Atatürk’ü bir hayli düşündürdü. Ayrılırken yaverine kadının ismini ve adresini not ettirdi.daha sonra biz Satı kadını Büyük Millet Meclisine giren ilk kadın milletvekili olarak görmekteyiz.


(Arif Terzioğlu)