15 Mayıs 2009 Cuma

ATATÜRK VE ÇOCUK

Ankara’da katıldığı düğün, O'nun varlığı ile büyük bir neşe ve mutluluk  içinde geçmişti. Atatürk, ayrılmak üzere ayağa kalkınca kendisini uğurlamak için halk iki sıra diziliverdi. Sevecen bakışlarını sağa sola yönelterek yavaş, yavaş ilerlerken bir yerde durakladı, sonra durdu, elini yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğunun başına uzatarak çocuğun arkasında yer alan ve anası ile babası olduğu belli olan çifte yavaşça sordu:

-"Öpeyim mi?"

Herkesi derinden duygulandıran bu isteği ana babanın nasıl yerinde bir minnetle karşıladıkları kestirilebilir.
Atatürk, çocuğu iki eliyle kaldırdı, öptü ve bıraktı. Fakat sahne bununla kapanmış olmadı.
Uyanık ve duygulu çocuk:

-"Ben de öpeyim, ne olursunuz Atatürk, ben de sizi öpeyim." diye direndi.

Ata, belki de hiç ummadığı halde kendisine babalık mutluluğu tattıran bu içten davranışı, çocuğu bir daha yerden alarak yüzüne yaklaştırmakla karşıladı.
Bilmiyorum, halk bu dokunaklı sahneyi, gözleri yaşlı alkışlayarak kutlu kılarken, o çelik iradeli insanın da iki damla gözyaşını tutamadığını görebilmiş mi idi? 

Yazılmayan yönleriyle Atatürk, S. Arif Terzioglu