25 Nisan 2010 Pazar

25 NİSAN 1915 57 nci Alay Günü

İtilaf Devletleri'nin, Arıburnu'na asker çıkarmaları üzerine Mustafa Kemal ünlü 57 nci ALAY ile düşmanı önleyerek durdurdu!

Ruhun şad olsun büyük devlet adamı, büyük komutan, nadide insan!

Ruhunuz şad olsun bu savunmada son neferine kadar şehit olan57 nci Alay mensupları.



Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

6 Nisan 2010 Salı

1915 ÇANAKKALE

1917 YILI DİYARBAKIR 2 NCİ ORDU KH.BİNASI ÖNÜNDE

1915 ÇANAKKALE

BAŞÖĞRETMEN

Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal ve Subayları

1915 ÇANAKKALE

1915 ÇANAKKALE

1915 ÇANAKKALE



23 mart 1923 Afyon

23 mart 1923 Afyon'da Halka Hitap Ederken

22 Mart 1923 Konya'da Mevlevi Dergahında Abdulhalim Çelebi ve Mevlevilerle

22 Mart 1923 Konya Kız Öğretmen Okulu

19 ŞUBAT 1923 UŞAK

17 MART 1923 MERSİN İSTASYONUNDA KARŞILANIŞI

17 MART 1923 MERSİN

17 MART 1923 MERSİN MİLLET BAHÇESİNDE VATANDAŞA BİLGİ VERİRKEN

17 Mart 1923 ADANA

5 NİSAN 1926 MERSİN'DEN DÖNÜŞÜNDE ANKARA GARDA KARŞILANIŞI

3 Nisan 2010 Cumartesi

16 Mart1923 ADANA SANAYİ MEKTEBİNİ GEZERKEN.

16 Mart1923 ADANA GAR ÖNÜNDE

15 Şubat 1931 Dörtyol

15 Mart 1923 Adana

15 Mart 1923 Adana

11 Şubat 1921 İnönü Muharebesinden Sonra Eskişehir'de

10 Şubat 1923 Ankara Çiftlik'de Askeri Tatbikatta F.Altay, K.Karabekir ve Latife Hanım İle

10 Şubat 1921 Batı Cephesine Giderken

10 Şubat 1931 Antalya

10 Şubat 1923 Tatbikatta

10 Şubat 1923 Tatbikatta

15 Şubat1921 İnönü Muharebelerinin geçtiği Alanda

9 Şubat 1923 Atatürk ve Latife Hanım Edremit'te

9 MART 1930 ANTALYA ASPENDOS ÖNÜNDE HALKLA

8 Şubat 1923 Edremit'de Çocuklarla

8 MART 1915 GELİBOLU

6 Mart1921 Cepheye Malzeme Götürenlerle

6 Şubat 1935 Antalya İskele

6 MART 1930 ISPARTA

2 Nisan 1909 HAREKET ORDUSU KURMAY BAŞKANI KOLAĞASAI MUSTAFA KEMAL

1 Nisan 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa ve İnönü Ilgın'da

1 Nisan1922 Başkomutan Büyük Taarruz Öncesi Birliklerini Denetliyor

1 Nisan 1922 İnönü ile Ilgın'da

1 Nisan1916 Tuğgeneral Olduğu Gün

1 Mart 1921 TBMM'de Açılış Konuşması Yaparken

1 Nisan 1922 Ilgın

1 Nisan 1922 Büyük Taarruz Öncesi Ilgın

1 Mart 1931 Mareşal F.Çakmak'ın Kızının Düğününde

1 MART 1930 AFET İNAN İLE İZMİR KARŞIYAKA KSK'YA GİRERKEN