26 Ocak 2011 Çarşamba

BANDIRMA VAPURU, KAPTANI, MÜRETTABATI ve EMANETİ ile YOLCULUĞU


Atatürk’ü Samsun’a götüren Bandırma vapurunun kaptanı İsmail Hakkı Durusu hatıratında  o günleri şöyle anlatır:

“1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile Atatürk’ü İstanbul’dan alıp Samsun’a götürdüğümüz sefere gerek hareketimizden evvel gerekse yolda şahit olduğum ahvalden hatırıma gelenler aşağıya yazdım:

Hareketimizden bir gün evvel Paşa beni idareden Harbiye’deki dairesine çağırtmıştı. Gittim ve kabul buyuruldum. Sureti hareketimize dair bir takım izahatte bulundular. Lazım gelen cevapları verdim. ertesi gün de öğle üzeri hareket edileceğini ve geminin hazır bulundurulmasını emir buyurdular.

Filhakika o gün zevalde gemiyi teşrif ettiler. Kontrol heyeti geldi. Hemen hareket edebileceğimizi söylediler. derhal hareket ettik. Boğaz’dan çıkarken müthiş bir fırtınanın icrayı hüküm etmekte olduğunu gördük. Ne kadar şiddetli fırtına olursa olsun, yolumuz devama karar vermiştik. Maiyetlerindeki zevatı deniz tutuyor ve herkes birer, birer kamaralarına yatıyorlardı. Mamafih Paşa bir köşeye dayanmış oturmakta ve kendilerinde fıtri bir haslet olan harikulbeşer metaneti kalbiyelerinin asarı olarak bilafütur ve daimi bir tefekkür içerisinde bulunmakta idiler.

Son hızımız olan yedi mil ile Karadeniz’in biaman dalgaları arasında yuvarlana yuvarlana İnebolu ve Sinop’a uğrayarak bin türlü müşkülat içerisinde bir gün şafak vakti Samsun’a vardık. 

16 Mayıs 1919 İstanbul’dan hareket:
 .
Bandırma vapurunun Kızkulesi açıklarında aranmasını takiben düşman zırhlıları arasından geçerek İstanbul’u terk ederken, güvertede arkadaşlarına:

 -“Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silâh kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silâh, ne cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz!” demiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın  Bandırma vapuru kaptanı İsmail Hakkı Durusu’ya  direktifi:

-“Düşman devletlerinin herhangi bir vasıtasının gadrine uğramamak için sahile yakın bir rota tutunuz! Şayet kesin tehlike görürseniz gemiyi karaya, en yakın sahile oturtunuz!”


17 Mayıs 1919 İnebolu

Bandıma vapuru saat 23.00 sularında İnebolu’ya gelmiştir. Şiddetli fırtına sebebiyle Mustafa Kemal ve arkadaşları karaya çıkmaksızın yolculuğa devam etmişlerdir.

18 Mayıs 1919 Sinop

Bandırma vapuru saat 12.00 sularında Sinop Limanı’na girmişti.  Şiddetli fırtına sebebiyle Mustafa Kemal Paşa karaya çıkmamış, ancak Üsteğmen Hikmet (Gerçekçi) Bey’i, gemiye yanaşan bir sandal aracılığıyla kıyıya göndererek, Samsun’daki Tümen Komutanlığı’na (gelmekte olduklarını bildiren) bir telgraf çektirilmiştir, müteakiben yola devam edilmiştir.
 
19 Mayıs 1919 Samsun

Atatürk’ün ağzından Samsuna çıkış:
"1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Memlekette genel durum ve manzara şöyleydi: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durum, Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes antlaşması imzalamış, büyük harbin uzun yılları boyunca, millet yorgun ve fakir bir halde. Milleti ve memleketi Dünya Savaşı'na sokanlar, kendi hayatları endişesine düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin,   şahsını ve yalnız tahtını emniyete alabileceği tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir duruma razı, ordunun elinde silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf Devletleri, ateşkes antlaşmasının hükümlerine uymağa lüzum görmüyorlar. Birer vesileyle itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul'da; Adana vilayeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Gaziantep İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalya askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ve ajanlar faaliyette. Nihayet başlangıç kabul ettiğimiz tarihten dört gün önce 15 Mayıs 1919'da itilaf Devletleri'nin uygun görmesiyle Yunan ordusu İzmir'e çıkartılıyor. Bundan başka, memleketin her tarafından hıristiyan azınlıklar gizli, açık milli emel ve maksatlarını gerçekleştirmeğe, devletin bir an evvel çökmesine, çalışıyorlardı."

Atatürk İle Birlikte Samsun’a Çıkanlar:

1. Kurmay Albay Kazım Dirik Müfettişlik Kurmay Başkanı
2. Kurmay Albay Mehmet Arif Ayıcı Kurmay Başkanı Yardımcısı
3. Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede Birinci şube müdürü
4. Binbaşı Kemal Doğan Müfettişlik Topçu Kumandanı
5. Dr. Albay İbrahim Tali Öngören Ordu Sıhhiye Başkanı
6. Dr. Binbaşı Refik Saydam Sıhhiye Başkan Yardımcısı
7. Yüzbaşı Cevat Abbas Gürer Müfettişlik Başyaveri
8. Üsteğmen Muzaffer Kılıç Müfettişlik ikinci Yaveri
9. Yüzbaşı Ali Şevket Öndersev Müfettişlik Emir Subayı
10. Üsteğmen Hayati, Kurmay Başkanı Emir Subayı
11. Yüzbaşı Mümtaz Tünay
12. Yüzbaşı İsmail Hakkı
13. Yüzbaşı Mustafa Süsoy Karargah komutanı
14. Üsteğmen Abdullah, İaşe Subayı
15. Birinci Sınıf Katip Faik Aybars Şifre Katibi
16. Dördüncü Sınıf Katip Memduh Şifre Katibi Yardımcısı
17. 3.Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bele
18. Üsteğmen Hikmet Gerçekçi Alb. Rafet Bey'in yaveri
 

Kaynak-Kurtuluş Savaşımız