Atatürk’e bir gezisinde, Şile’de bıldırcın hediye ettiler. Pencereleri kapattıktan sonra bıldırcını salmalarını söyledi. Kuş dönüp dolaştıktan sonra O’nun önüne kondu, okşamasına da ses çıkarmadı. Atatürk, bıldırcının kafese konularak köşkde beslenmesini istedi. Üç gün sonra bıldırcın bir kediye yem oldu. Atatürk’e bu olayı O’nu üzmemek için, bıldırcın açık kafesten kaçtığı şekilde anlattılar. Atatürk bu küçük dostu unutmadı. Ömrünün sonuna kadar bıldırcın eti yemedi.
Kaynak: Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar
24 Ekim 2015 Cumartesi
Türk, Kendi Düşer, Kendi Kalkar!
Fransızlarla Hatay konusunda anlaşma yapıldığı günlerden
biriydi. Atatürk'ün , Hatay’dan dönüşünde Eskişehir’de şereflerine bir şölen verildi. Atatürk son derece neşeli ve heyecanlıydı.
Yenildi, içildi. Milli oyunlara başlandı. Atatürk bir aralık büsbütün coştu.
Zeybek havasına kendisini kaptırdı. Ayağa kalkarak oynamaya başladı. Coşkunluğu
o dereceyi bulmuştu ki dizini yere vururken bir aralık sendeledi. Halk, onu
kucaklayıp kaldırmak istedi. İşaretle onları durdurdu. Ve:
-“Türk, kendi düşer, kendi kalkar...” diyerek, zemberek
gibi yerinden fırladı.
Kaynak: Ahmet Niyazi BANOĞLU , Nükte ve Fıkralarla Atatürk.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)