19 Temmuz 2016 Salı

İHTİLAL

Nasıl adlandırıyorsanız bilmiyorum; Hiçbir darbe veya ihtilal halkın yararına olmamıştır, her zaman bölünmeler olmuş.  Mağdurlar, mazlumlar ve zalimler yaratmıştır.

27 Mayısta 12 yaşında ve ortaokul öğrencisi olarak Erzurum’daydım.  3ncü Ordu ve başındaki komutan olan Ragıp Gümüşpala’nın ilk haftalar Ankara’ya biat etmemesi nedeniyle ve Cemal Aga’ya rağmen! Erzurum semalarında tehditkar bir şekilde savaş uçaklarının uçurulduğuna tanık oldum ve o korkuyu büyüklerimle birlikte tattım. Daha sonrasında Karskapı Askeri Hapishanesine doldurulan ve muhalif oldukları düşünülen sivilleri dinledim.

1970lerdeki muhtıralarda!  Hem de Genel Kurmay Karargahında vatani görevimi yapmaktaydım. Ayni üniformayı giyen askerin nasıl birbirine kuşku ile baktığını gördüm ve o günkü rezilliklere; komutanların kendi menfaat hesapları doğrulusunda  karargahta   askere nasıl fitne ve fesat bulaştırdıklarına tanık oldum.

12 Eylül denen rezaleti Türk Hava Yollarında çalışırken İzmir'de yaşadım ve sonuçlarını birlikte gördük.

Yakın günlerde yaşadığımız girişimin mağduru ise kesinlikle emir kulu rütbesiz askerler ve Türk Ordusunun itibarı olmuştur.

Askeri kariyerinde yeteneği, cesareti ve bilgisi olmadığı için ilerleyemeyeceğini düşünen bütün silik askerler, ihtilal yapmak yoluyla bir şey olmaya çalışmışlardır. Vatan ve Millet onların umurunda bile olmamıştır. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk Türk Askerini siyasetten uzak tutmaya çalışmıştır.  

Naci Püskülcü


15 Temmuz 2016 Cuma

Karanfil

Atatürk, Cumhurbaşkanıyken ABD’den bir mektup alır. Mektubu yazan;

-“Ben bölgemin ileri gelenlerinden biriyim. Sizin çok büyük bir insan olduğunuzu biliyorum, eserinizin hayranıyım. Hangi çiçeği çok sevdiğinizi bana yazmak cömertliğinde bulunursanız, o çiçeğin en güzel cinsine, sizin adınızı vereceğim.”der.

Atatürk, mektubu yanıtlaması için, Genel Sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın’ı çağırtıp ona şunu söyler:

-“Nazik ilgisinden duygulandığımı ve gereken teşekkürü tarafımdan kendisine bildiriniz ve deyiniz ki ben en çok al karanfili severim.”

Kaynak: Ruşen Eşref Ünaydın 

14 Temmuz 2016 Perşembe

Köylü, Milletin Efendisidir!

Bir gece beraber oturuyorduk. Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı. Atatürk, ertesi günü Büyük Millet Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu. Mahmut'la Ruşen Eşref not tutuyorlardı. Atatürk ara sıra bana da, "Ne dersin?" diye soruyordu. Ben ne diyebilirim? Hiç... Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:

- Bu memleketin efendisi kimdir?

Düşündüm. Karşılığı o verdi:

- Türk köylüsüdür, dedi. Ve devam etti:

- Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez!

Kaynak:Prof. Mahmut Esat BOZKURT