Atatürk, bir gün o zamana kadar kullanılmaya alışılmış olan “Bey, efendi, hanım, hanımefendi, paşa hazretleri” gibi unvanları kaldırmak için bir yasa taslağını meclise vermişti. Bu sıralarda “BAYÖNDER” adındaki piyesin düzeltilmesiyle uğraşmaktaydı. Atatürk, Bayönder’i bir kez okuduktan sonra ikinci kez gözden geçiriyordu. Yanındakilere bir ara:
- "Bay ne demektir? Biliyor musunuz? dedi. Kişi, saygıya layık insan demektir. Bundan sonra çeşitli zümrelerine ayrı ayrı seslenmeyeceğiz. Erkeklere “Bay” kadınlara “Bayan” diyeceğiz."
Hazır bulunanlardan biri:
- "Peki, bayan hem madam hem de matmazel karşılığı mı olacak? diye sordu."
Atatürk:
- "Bir kadını evlenmeden önce ve sonra iki insan saymak ortaçağ zihniyetidir, dedi. Bugün uygarlık dünyası böyle bir ayırımdan dönmüştür."
Sonra eline kalemi aldı. Bayönder’in birinci sayfasına şu cümleyi yazdı. “Genel olarak erkek için Bay, kadın için Bayan kullanılacak bey, efendi, hanım kalkacak.”
Ertesi günü meclisten çıkan bir yasa tüm unvanları kaldırıyordu. Bay ve Bayan’a gelince. Atatürk:
- "Bunu kanunla emretmeye gerek yok. Bu benim teklifim olarak kalsın. Kararı zaman ve millet verir."