Bayrağın Türkler'de de çok eski
bir geçmişi vardır. 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Divanü
Lügati't-Türk adlı sözlükte bu sözcüğe "bayrak" yanında
"batrak" diye de yer verilmiştir. Türkler'in Orta Asya'da boylar ve boy
birlikleri halinde yaşadıkları dönemde beylerinin ve hükümdarlarının bayrakları
bulunuyordu.
Kesinlik taşımamakla birlikte Oğuzlar'ın kırmızı, Karahanlılar'ın "al" denilen turuncu ipekten bayrakları olduğu; Büyük Hun İmpa-ratorluğu'nun bayrağında turuncu zemin üzerinde bir ejderha; Avrupa Hunları'nın bayrağında ise bir kartal resmi bulunduğu ileri sürülmektedir. Göktürkler'in bayrağında bir kartal resmi ya da mavi zemin üzerinde kurt başı; Avarlar'ınkinde yeşil zemin üzerinde geriye doğru ok atan bir süvari motifi bulunmaktaydı. Hazar Türkleri'nin mavi zeminli bayrağı üzerinde de bir kılıç ile beş küçük yıldız yer alıyordu. Bayrağa "badruk" diyen Uygur Türkleri'nde haki zeminli bayrak kullanılıyor, bazılarında ise iki insan başı bulunuyordu. İlk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılar'ın bayrağı al renkliydi ve üzerinde bir tuğ vardı. Gazneliler'inkinde yeşil bir zemin ve beyaz renkli bir kuş ve hilal resmi yer alıyordu. Harezmşahlar Devleti'nin bayrağı ise düz siyahtı.
Türkler'de yalnız hükümdarlar değil vali, bey, kaptan ve ordu komutanı gibi önemli görevliler de özel bayraklar taşırlardı. Büyük Selçuklular, Abbasiler'in siyah renkli bayrağını benimsemekle birlikte sultanlar ve büyük kumandanlar kırmızı bayrak da kullanırdı.
Türkler 13. yüzyıl ortalarında bayraklarında hilal kullanmaya başladılar. Hilalin yanı sıra, sayılan ve biçimleri değişmekle birlikte, yıldız da Türkler'in ve öteki birçok Müslüman ülkenin bayrağında yer almaya başladı. Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarından I. Süleyman'a (Kanuni) kadar hükümdarlık bayrağı beyazdı. Donanmada kırmızı zemin üzerine iki ya da üç hilal bulunan bayraklar; orduda ise beyaz bayrak kullanılıyordu. Orduda ayrıca sarı, alaca, kırmızı, yeşil ve siyah bayraklar da kullanılmıştır. II. Mahmud'un gerçekleştirdiği birçok yenilik arasında Osmanlı Devleti'nin simgesi olan bayrağın belirlenmesi de yer alıyordu. Kırmızı zemin üzerine bir hilal ve sekiz köşeli bir yıldızı olan bu bayrak Abdülmecid dönemine kadar kullanılmış, bu dönemde yıldızdaki köşe sayısı beşe indirilmiştir.
1922'de saltanat, 1924'te de halifelik kaldırılınca bu kurumları simgeleyen bayraklar da geçerliliğini yitirmiş ve yalnızca Abdülmecid döneminden beri kullanılan resmi Türk bayrağı varlığını korumuştur. Bugünkü Türk bayrağı kesin biçimini 29 Mayıs 1936 tarihinde çıkarılan bir yasayla almıştır. 22 Eylül 1983'te çıkarılan yeni bir yasayla da kullanımına ilişkin yeni kurallar getirilmiştir.
Türk bayrağının yapılacağı kumaşlar, boyutları, hangi kapalı yerlere konulabileceği ya da hangi kurumlarca nerelere çekilebileceği, bayrak çekilirken ya da indirilirken yapılacak törenler gibi konular 17 Mart 1985 tarihinde çıkarılan Türk Bayrağı Tüzüğü ile ayrıca belirlenmiştir.
Kesinlik taşımamakla birlikte Oğuzlar'ın kırmızı, Karahanlılar'ın "al" denilen turuncu ipekten bayrakları olduğu; Büyük Hun İmpa-ratorluğu'nun bayrağında turuncu zemin üzerinde bir ejderha; Avrupa Hunları'nın bayrağında ise bir kartal resmi bulunduğu ileri sürülmektedir. Göktürkler'in bayrağında bir kartal resmi ya da mavi zemin üzerinde kurt başı; Avarlar'ınkinde yeşil zemin üzerinde geriye doğru ok atan bir süvari motifi bulunmaktaydı. Hazar Türkleri'nin mavi zeminli bayrağı üzerinde de bir kılıç ile beş küçük yıldız yer alıyordu. Bayrağa "badruk" diyen Uygur Türkleri'nde haki zeminli bayrak kullanılıyor, bazılarında ise iki insan başı bulunuyordu. İlk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılar'ın bayrağı al renkliydi ve üzerinde bir tuğ vardı. Gazneliler'inkinde yeşil bir zemin ve beyaz renkli bir kuş ve hilal resmi yer alıyordu. Harezmşahlar Devleti'nin bayrağı ise düz siyahtı.
Türkler'de yalnız hükümdarlar değil vali, bey, kaptan ve ordu komutanı gibi önemli görevliler de özel bayraklar taşırlardı. Büyük Selçuklular, Abbasiler'in siyah renkli bayrağını benimsemekle birlikte sultanlar ve büyük kumandanlar kırmızı bayrak da kullanırdı.
Türkler 13. yüzyıl ortalarında bayraklarında hilal kullanmaya başladılar. Hilalin yanı sıra, sayılan ve biçimleri değişmekle birlikte, yıldız da Türkler'in ve öteki birçok Müslüman ülkenin bayrağında yer almaya başladı. Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarından I. Süleyman'a (Kanuni) kadar hükümdarlık bayrağı beyazdı. Donanmada kırmızı zemin üzerine iki ya da üç hilal bulunan bayraklar; orduda ise beyaz bayrak kullanılıyordu. Orduda ayrıca sarı, alaca, kırmızı, yeşil ve siyah bayraklar da kullanılmıştır. II. Mahmud'un gerçekleştirdiği birçok yenilik arasında Osmanlı Devleti'nin simgesi olan bayrağın belirlenmesi de yer alıyordu. Kırmızı zemin üzerine bir hilal ve sekiz köşeli bir yıldızı olan bu bayrak Abdülmecid dönemine kadar kullanılmış, bu dönemde yıldızdaki köşe sayısı beşe indirilmiştir.
1922'de saltanat, 1924'te de halifelik kaldırılınca bu kurumları simgeleyen bayraklar da geçerliliğini yitirmiş ve yalnızca Abdülmecid döneminden beri kullanılan resmi Türk bayrağı varlığını korumuştur. Bugünkü Türk bayrağı kesin biçimini 29 Mayıs 1936 tarihinde çıkarılan bir yasayla almıştır. 22 Eylül 1983'te çıkarılan yeni bir yasayla da kullanımına ilişkin yeni kurallar getirilmiştir.
Türk bayrağının yapılacağı kumaşlar, boyutları, hangi kapalı yerlere konulabileceği ya da hangi kurumlarca nerelere çekilebileceği, bayrak çekilirken ya da indirilirken yapılacak törenler gibi konular 17 Mart 1985 tarihinde çıkarılan Türk Bayrağı Tüzüğü ile ayrıca belirlenmiştir.
Kaynak: Temel Britannica