15 Mayıs 2009 Cuma

TÜRK ŞOFÖR VE BİZİM YAPACAĞIMIZ YOLLAR

Samsun’dan Havza’ya gidiyorduk. Altımızda, 1 nci Dünya Savaşından  kalan Benz marka bir otomobil vardı. Şoför de Türk değildi. Yola çıktık, biraz sonra motorda bozukluk oldu ve araba durdu. Otuzaltı yaşında zaferler kazanan kumandan Mustafa Kemal Paşa’nın ne demek oldğunu arkadaşları bilirler. Kızdı ve şoförü azarladı, kendisi makinayı harekete geçirmeğe uğraştı. Tabi muvaffak olamadı.


Ben, Dr.Refik Saydam ve Kazım Dirik bir köşede duruyorduk. Doğrusu, içimizden neden işe karıştığına hem üzülüyor, hem sinirleniyorduk. İçimizden geçeni anlamış gibi bize baktı ve dedi ki:
- On sene sonra sizinle, kendi yaptığımız yollarda, Türk şoförleri bizi istediğimiz yerlere götürecekler!


Biz sustuk. İçimizden geçenlerin ne olduğunu bilmem anlatmak lazım mı? Aradan tam On yıl geçti. Ben birinci umumi müfettişi idim. Diyarbakır’a gelmişti. Bir yolda giderken gene otomobil bozuldu. Kafile durdu. Beni yanına çağırdı ve Türk şoförün müdahalesi ile tekrar  işlemeye başlayan makineyi işaret etti:
- Vaadimi yerine getirdim!


”Dr. İbrahim Tali Öngören”