11 Haziran 2009 Perşembe

Albay Fethi Bey

15 Mayıs 1919 günü Yunan ordusunun İzmir'i işgal etmeye başladığı sırada, eşi Edibe Hanım'ın telkinlerine aldırmayarak Karantina semtindeki evinden çıkıp işine gitti. İzmir Askerlik Şubesi Başkanıydı. Sarıkışla'daki bürosuna gelen iki Yunan subayı ve yanlarındaki erler tarafından kendisine esir olduğu söylendi. Fethi Bey İzmir işgal edildiğine ve savaş da olmadığına göre, esir olamayacağını söyledi. Albayı zorla odasından çıkartarak ve Yunan askerleri arasından yürüterek Kordon'daki Pasaport mevkiine getirdiler. Pasaport'taki rıhtım boyunda esir diye getirilmiş başka Türk subayları da tek sıra olarak yan yana dizilmişlerdi ve başlarında Efzun denilen özel kılıkta giyimli Yunanlı erler de bulunmaktaydı. Yunan savaş gemileri limandaydı. Ayrıca işgalden sevinç duyan yerli Rumlar alanı doldurmuş, bayram havası yaşıyorlar, yapıların damlarına, çatılarına çıkmış, balkonları, terasları doldurmuş halde sevinç çığlıkları atıyorlardı.

Bir Yunan subayı, yanında bir Efzun eriyle, tek sıra dizilmiş olan Türk subaylarından biri önünde duruyor, onlara kollarını yana kaldırtıp indirterek "Zito Venizelos!" yani "Yaşasın Venizelos!" diye bağırmalarını söylüyordu. Kollarını yana kaldırtıp indirtmek özellikle aşağılamak, küçük düşürmek içindi. Bu arada yapıların damlarındaki, çatılarındaki, evlerin balkonlarındaki Rumlar, alanı dolduranlar, alay ederek kahkahalar savuruyorlardı.
Fethi Bey, Yunan subayının dediğini yapmadı. Subay buyruğunu birkaç kez yineledi, ancak Fethi Bey onu duymamış gibi davrandı. Subayın Fethi Bey'in omuzlarındaki albaylık apoletlerini sökmek istemesi üzerine, elini şiddetle iterek, "Onları sen takmadın ki sen sökesin!" diye bağırdı.

Bunun üzerine, Yunan subayının Efzun erine verdiği bir komutla, önce bir kez süngülendi.Yarasından kan fışkırmasına rağmen ayakta durdu. Efzun sırayı bitirip de tekrar kendisine geldiğinde ne bir ses ne de kıpırtı verdi. Bu kez Efzun eri ikinci kez Fethi Bey'i süngüledi. Fışkıran kanlardan giysisi kan içinde kalmıştı.Yerli Rumlar'ın bağrışmalarından yer gök inliyordu.

Yunan subayı ve elinde kanlı süngüsüyle Efzun eri, bütün sırayı dolaşıp yeniden Albay Fethi Bey'in karşısına dikildiler. Ancak bu kez kalabalığın sesi birdenbire kesilmişti. Kimseden ses soluk çıkmıyordu. Herkes Albay'dan çıkacak sese kulak kesilmişti."Zito Venizelos!" denmesi istenilen Fethi Bey yine direniyordu. Efzun eri üçüncü kere olmak üzere yine göğsünden süngüledi. Artık kalabalıktan şaşkınlık mırıltılarının oluştuğu bir uğultu yükseliyordu...

Evet, tam 22 kez... Yunan subayı Fethi Bey'in karşısına dikilip, O'nu "Zito Venizelos!" diye bağırmaya zorladı ve 22 kez süngülendi. Ayakta zor durabilen Fethi Bey bu son darbeden sonra direnci kalmayarak ayaklarının dibinde göllenmiş kanının üzerine düştü.

Eşi Edibe Hanım ve yakınları, İzmir'i işgal eden Yunan birliği komutanından, Albay Fethi Bey'i kendilerine vermelerini istediler. Ama Yunan komutanı, yaralı Türk albayını vermedi. Fethi Bey'in yakın dostu Ali Şefik Bey, İzmir'deki Fransız Başkonsolosluğuna başvurdu. Fransız Başkonsolosu'nun yardım ve aracılığıyla Fethi Bey Yunanlılar'ın elinden alınabildi ve İtalyan hastanesine yatırıldı. Aynı gece "Makamımı görüyorum!" diyerek şehit oldu.


Kaynak : "http://tr.wikipedia.org/wiki/Albay_Fethi_Bey"'