"Edincikli Mehmet'in bir top mermisinin parçaladığı kolundan kanlar içerisinde bir et parçası sarkmaktadır.Yalvarırcasına:
-"Komutanım ne olur şu kolumu kes!"
Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donmuştur.Edincikli Mehmet tok ve emin sesi ile tekrarlar:
-"Allah Aşkına, Allah Rızası için kes şu kolumu!!!"
Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Saip, bıçağı kola vurur. Gık bile dememiştir, Edincikli Mehmet. Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır:
-"Bu kol vatana feda olsun, bende" der.
Yerdeki et parçalarından başını kaldıran Teğmen'in karşısında kimse yoktur.Çünkü, Edincikli Mehmet, çoktan kolunun öcünü almak için vatan için Allah için hücum saflarına katılmıştı. Alayların içine karışır, teke tek vuruşur. Onu durdurmak mümkün değil artık, yine harikalar gösterir, bire bir dövüşür, bire on dövüşür, bire yüz dövüşür. Ama kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kan onu halsiz düşürmeye başlamış Edincikli'yi şimdi de şehitlik mertebesi bekliyordu. Güzel yüzü soldu, sarardı, canı teninden süzüldü...Gözü dünyaya kapandı..."
Teğmen Saip
Çanakkale Savaşlarından
12. Alay 1. Bölük Komutanı