9 Haziran 2009 Salı

Beşparmak Dağındaki Tank

Dünya Savaş Tarihi’ne “örnek olay” tanımlamasıyla geçmiş bir tankın, hiçbir yolu ve geçidi olmayan,tümüyle kayalık tepelerden oluşan yüksek bir dağın tepesine çıkarılması olayı, 2 Ağustos 1974 tarihinde, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Onbaşı Gürler Erdağ, Er Abdulkadir Kurt ve Er Recep Doğanyiğit adlı üç Mehmetçik tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kimselerin çıkamayacağını bildikleri Beşparmak Dağları’nın en üst noktasını kendilerine siper seçerek, dağın eteklerindeki Türk birliklerine bomba yağdıran Rum askerlerinin ateşini, bu üç Mehmetçik’in çıkardıkları tankın açtığı ateş söndürebilmişti. Rum askerlerin ateşi söndürüldükten sonra Türk birlikleri Beşparmak Dağları’ndan daha kolaylıkla geçebilmişler, Kıbrıs’ın iç kesimlerine daha kısa sürede gidebilmişlerdi.

Tank Birliği Komutanı Mahmut Şanlıtürk, bir tankın Beşparmak Dağları’nın tepesine çıktığını duyunca bu habere önce inanamamış, belirtilen yere daha sonra kendi çıkınca, inanılmaz olayla karşılaşmıştı. Dağın en yüksek noktasında birliğinin tonlarca ağırlıkta tanklarından biri duruyor, yanında da üç Mehmetçik hazırol konumunda, komutanları karşısında selam duruyordu.
Yalnızca hayretini gidermek için sordu komutan:
-Evladım, bu tankı buraya nasıl çıkardınız?
Üç askerin en kıdemlisi olan Onbaşı Gürler Erdağ yanıt verdi:
-Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz, dümdüz bir yol göründü. Rumlar kaçıyordu; ben de ateş ede, ede onları kovalıyordum. Kovaladım, kovaladım,sonra baktım, buraya değin gelmişiz.
Komutan Mahmut Şanlıtürk,yerine getirilmesinin olanaksız olduğunu bile, bile, Onbaşı Gürler Erdağ’a emretti:
-Hadi şimdi imdir bakalım o tankı...
Onbaşı Gürler Erdağ, çevresindeki kayalıklara baktı ve şunları söyledi:
-Yol yok ki çevrede, komutanım. Hangi yoldan indireyim?
Komutan gülmesini belli etmemeye çalışarak sesini yine yükseltti:
-Buraya hangi yoldan çıkarttıysan,yine aynı yoldan aşağıya indir.
Onbaşı etrafına,sağına soluna bakındı:
-O yolu görmeden nasıl indireyim komutanım?
Komutan yine dudaklarını ısırarak konuştu:
-Bir gün önce koskoca tankın geçebildiği, koskoca yol, bir gün içinde yok mu oldu evladım? Hani nerede bu tankı çıkardığınız yol?


Komutan fazla üstelemedi:
Ortada, ortada değil, tepede, bir gün önce yazılmış bir destan vardı. O destanın kanıtı ise, işte şimdi dağın tepesinde, karşılarındaydı.
Komutan, onbaşı ve iki er, başlarını zaman, zaman arkalarına çevirip, dağın tepesinde bıraktıkları tanka bakarak yürüyorlardı dağdan aşağı...

Yolunuz Kıbrıs’a uzanırsa yarım gününüzü ayırın, Beşparmak Dağları’nın tepesindeki bu kahraman tankın kalıntısının bulunduğu yere gidin, bir kez daha kabartın göğsünüzü...

Orada bir de,üzerinde şunlar yazılı bir levha göreceksiniz:
“Bu tank,Türk’e has atılganlık ve cüretkarlığın anıtlaşmış bir örneği ve simgesidir.
2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta Muharebeleri’nde düşmanı,yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen Özel Kuvvete mensup bu tank, sarp ve yalçın araziyi aşarak görevini yerine getirmiş, fakat düşmanın ateşi ile ağır hasara uğrayarak ve yanarak burada kalmıştır.


Tank K.:Mahmut Şanlıtürk
Tank Mürettebatı:Onb.Gürler Erdağ,Er.Abdülkadir Kurt,Er.Recep Doğanyiğit

Bütün Dünya Kasım 2008’den alıntı