Kanlısırt ve Conkbayırı bölgelerinde Türk ve düşman mevzileri arası 30-40 m, hatta bazı kısımlarda 8-10 metre idi. Buralarda İngilizler bol miktarda el bombası kullanıyorlardı. Birliklerimizde ise son derece kısıtlı el bombası vardı. Bazı gözü pek erlerimiz, mevzilerine düşen el bombalarını hemen kapıp, patlayıncaya kadar geçen beş-altı saniyelik kısa süre içinde tekrar geldiği yere, geri atıyorlardı.
İşte bombacı Mehmet bunların ünlülerinden biriydi. Türk siperlerine düşen pek çok bombayı gerisin geriye düşman mevzilerine geri atmış, arkadaşlarının hayatını kurtardığı gibi, sayısı belirsiz düşman askerini de saf dışı etmişti. Onun için bu tür bombaları atmak adeta oyuncak olmuştu.
Gene bir gün bombayı düşmana geri gönderirken, nasıl olduysa biraz gecikmiş ve bomba sağ elinde patlamıştı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Mehmet Çavuş gözlerini açtığında sağ kolu yoktu. Artık bomba atamayacağı için üzüldü, gözlerinden yaşlar boşandı. Ne var ki o, Bombacı Mehmet Çavuş olarak cephede nam salmıştı.
Hastaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
-"Sağ kolumu kaybettim, zarar yok, sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yine kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz, affedeniz muhterem kumandanım.."
Hastaneden çıkınca tekrar eski birliğine gönderilmesini istedi ve cephe gerisinde, taş kullanarak sol eli ile günlerce çalıştı. Artık formunu bulmuştu. Bölük Komutanına çıkıp bomba atacağı en ön siperlerde görevlendirilmesini istedi. Tek kolu ile nice bombaları gene düşmana iade etmeyi başardı. Mehmet Çavuş sonunda gene bomba atarken şehit oldu.