11 Haziran 2009 Perşembe

Nusrat Mayın Gemisi ve Şanlı Komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey


7 Mart'ı 8 Mart’a bağlayan gece yarısı Nusrat Tophaneli Yüzbaşı Hakkı Bey komutasında demir alarak Çanakkale'den uzaklaştı. Bütün ışıklarını söndürüp kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırmış, maskeli ışıklar altında rota izleyerek hedefine doğru ilerliyordu. Gemi daha önce döşenen mayın hatlarından geçiyor ve Karanlık Liman'a giriyordu. Deniz sakin, hava simsiyah, zifiri karanlıktı. Uzaklarda dolaşan düşman devriye gemileri pırıl, pırıl yanan projektörleri ile suyun yüzünü aydınlatıyor. Onlara görünmemeli idi zira Vatanın selameti için gerekli olan zafer kilidi, Nusrat'ın elinde. Onu mutlaka sessizce yerine bırakmalıydı.
Sonunda Anadolu yakasındaki Akyarlar’a, yeni mayın hattını hazırlayacağı noktalara geldiler. Teker, teker sessizce ve Osmanlı Ordusunun elinde kalan son 26 eski tip mayını Karanlık Limanda, düşman donanmasının manevra yaptığı sularda, kıyıya paralel olarak bırakmaya başladılar. Birkaç dakika sonra tüm mayınlar belirlenen rota doğrultusunda dökülmüştü. Makineler tekrar ulaşabilecekleri en yüksek devirde çok hızlı tempoya çıkarılarak en az mayınlar ın dökülüşü kadar tehlikeli olan geri dönüş yolculuğu başladı. Daha önceki dökülen mayınlar ve düşman devriye gemileri Nusrat'ın yolu üzerinde kol geziyordu.

Bu olaydan on gün sonra müttefik donanması saldırıya geçmişti. Savaş tam düşmanın istediği şekilde, kontrollü olarak devam etmekteydi ki, birden ikmal için geri dönen gemilerde büyük patlamalar meydana gelmeye başladı. Bunların nedeni, 7-8 mart gecesinde dökülmüş ve bundan sonrada gerek düşman pilotlarının fark edemediği gerekse 17-18 Mart gecesi mayın gemilerinin yaptığı mayın kontrolünde bulunamayan Nusrat'ın mayınlarıydı.

Düşmanın yüzen kaleleri birer, birer batmaya başladı. Önce Bouve 639 kişilik mürettebatı ile denizin derinliklerine gömüldü. Bu andan itibaren düşman için her şey ters gitmeye başlamıştı.

Muhteşem armada üç büyük gemisini (Irrestible, Ocean, Bouve) kaybetmiş, üç tanesi de (Inflexible, Golva, Suffen) ağır yaralanmış şekilde eldeki gücün üçte biri yitirilmişti. Nusrat’ın yapmış olduğu görev tarihi değiştirmişti.


Kaynak-Atatürk Araştırma Merkezi