Çanakkale’de savaşların en kanlı günlerinden biriydi.
Köylüsünün az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü. insanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı bir andı. Mermiler havada birbirine çarpıyorlardı.Asker teğmenine koştu hemen:
- “Komutanım, köylüm vuruldu bir koşu alıp geleyim mi?” Diye izin istedi
- "Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen...
- Gitme oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Şehit olmuş. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!
Ama asker o kadar ısrar etti ki, onlar köyden çıkarken biri birlerine emanet edilmişlerdi teğmen çaresiz izin vermek zorunda kaldı.
- “Peki, dene bakalım! “
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. Siperine getirdi. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:
- “Sana hayatını tehlikeye atma dememiş miydim! Bu zaten ölmüş...
- “Değdi Komutanım, değdi! dedi asker.”
- “Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun? “
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu.Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için.”
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-"Geleceğini biliyordum!"